KADASTRAL PARSELİN İHYASI DAVASINDA, PARSELASYON İŞLEMİNİN İPTALİ SONRASI İDAREYE BAŞVURU ZORUNLULUĞU

İlgili idarece yapılmış olan hatalı parselasyon işlemi, öncelikle idari bir işlem olup, bu hatalı işlemin idari yargıda iptal edilmesi gerekmektedir.

İdari yargıda iptal edilen ve iptal kararı kesinleşen parselasyon işleminin akabinde uygulama safhasına geçildiğinde, hak sahibi lehine uygulama yapılmadığı takdirde adli yargıda Kadastral Parselin ihyası davası açılabilecektir. Çünkü kesinleşen idari yargı kararıyla, tapu kayıtlarındaki tescil dayanaksız kalmış, yolsuz hale gelmiş bulunmaktadır. Basit anlatımla hukuka aykırı gerçekleştirilen parselasyon işleminin iptali üzerine durumun tapu sicilinde düzeltilmesi hak sahibince talep edilebilir. Ancak bu durumun önünde hukuki yahut fiili engeller mevcut olabilir. Bu imkansızlıklara dair ortaya konacak usul, 20/02/2020 tarihinde yürürlüğe giren kanunla 3194 sayılı İmar Kanunu 18.maddeye fıkra eklenerek belirlenmiştir.

Buna göre, bu madde kapsamında yapılmış olan imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edilir veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değeri ödenir. Bu usul işletilmeden adli yargıda açılacak kadastral parselin ihyası talepli tapu iptal ve tescil davaları usulden reddedilecektir.

Buna ilişkin Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 20/09/2023 tarihinde vermiş olduğu kararda,

T.C. Yargıtay 7.HUKUK DAİRESİ Esas:2023-2611 Karar:2023-3963 Karar Tarihi:20.09.2023

ÖZET: Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanun’un 18 inci maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği kabul edilmiştir. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler ve temyizin kapsamına göre kararın bozulmasını gerektirecek bir neden görülmemiştir.

(3194 S. K. m. 18) (1086 S. K. m. 427, 439)

Taraflar arasında görülen kadastral parselin ihyası davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı … Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; 1216 sayılı parselin içinde bulunduğu alanda davalı belediyeler tarafından yapılan imar düzenlemelerinin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek; kadastral parselin ihyası ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde; davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 21.06.2016 tarih, 2015/94 Esas, 2016/287 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … Belediyesi vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 22.03.2022 tarihli ve 2022/152 Esas, 2022/2211 Karar sayılı kararıyla; 3194 sayılı Yasa’ya eklenen hüküm uyarınca dava konusu uyuşmazlığın idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı … Belediyesi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; 3194 sayılı Kanun’un 18 inci maddesinin eldeki davaya uygulanamayacağını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı … Belediyesi vekili ise; yargılama giderlerinden sorumlu olmamaları gerektiğini belirterek temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Tapu iptal ve tescil davaları kural olarak kayıt maliklerine karşı açılır. Yine; kadastral duruma dönülme istemli uyuşmazlıklarda taraf teşkili bakımından husumetin, ihyası talep edilen kadastral parselin kapsamında kalan imar parsel ya da parsellerinin maliklerine yöneltilmesi gerekir ve bu davanın özelliği itibariyle kayıt maliklerinin yanı sıra işlemi yapan belediyeye de husumetin yöneltilmesi mümkündür.

3. İmar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası isteğine ilişkin bu davalarda, taraflar arasında mülkiyet ihtilafının bulunmadığı; davacının talebinin kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gözetilerek, hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu olması ve ayrıca yargılama gideri ve bu giderlerden sayılan vekalet ücretinden iptal edilen idari işlemi yapan davalı …’nin sorumlu tutulması gerekir.

4. 20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 7 nci maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18 inci maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir.

5. Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanun’un 18 inci maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği kabul edilmiştir.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler ve temyizin kapsamına göre kararın bozulmasını gerektirecek bir neden görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,

Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

20.09.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi. şeklinde hüküm kurmuştur.

İncelenen mezkur karardan hareketle, parselasyon işleminin idari yargıda iptal edilip kararın kesinleşmesi akabinde, hak sahibinin adli yargıda kadastral parselin ihyası davası açmadan önce idareye başvuru yapması, ilgili idare tarafından kök parsele dönülmesinin hukuki ve fiili imkansızlıklar barındırması tespiti yapılırsa öncelikle uygulama alanı içerisinde başka bir taşınmaz teklifi, anlaşma sağlanamaz ise değer ortaklık payı düşüldükten sonra mezkur taşınmazın rayiç bedelinin talep eden hak sahibine ödenmesi gerekmektedir. 3194 sayılı İmar Kanunu madde 18’de yer alan bu teklifleşme ve rayiç bedel belirlenmesi / ödenmesi prosedürü tamamlanmadan açılacak olan kadastral parselin ihyası davası, mahkemelerce reddedilecektir.

Av. Cihan BİRSEN